English Articles

header-img

EN GÜNCEL HABERLER

9 Kasım 2014 Pazar

İNSAN DAMARLARININ YAŞINDADIR


Günümüzde ölümlerin %50'si kalp ve damar hastalıkları sebebiyle olmaktadır. 

Aile hekimliği uzmanı, Uzman Doktor Musa Demir aynı zamanda Fitoterapi ( Şifalı bitkiler ile tedavi ) konularında yoğun araştırma ve çalışmalarda bulunmaktadır. 

Kendisiyle hem şifalı bitkiler hem de kalp, damar hastalıkları üzerine güzel bir röportaj gerçekleştirdik.

Dünyada ölümlerin %50'si kalp - damar hastalıklarından kaynaklandığı söyleniyor bu konuda ne demek istersiniz ?

UZM. DR. MUSA DEMİR : "Kalp ve damar hastalıkları çağımızın en önemli sorunlarından bir tanesidir. Bugün modern dünyada ölümlerin %50'si direkt olarak kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanmaktadır. Yani her iki ölümden bir tanesi kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanıyor. Kalp ve damar sağlığı bu yüzden çok büyük öneme sahiptir. Şöyle bir benzetme de yapabiliriz; "İnsan Vücudu Bir Damar Yumağıdır." İnsan vücudunda 160 bin kilometre damar vardır ve bu damar uzunluğu dünyanın çevresini 4 kere dolaşmaya yeten bir miktardır. Peki diyeceksiniz ki "Hocam bu kadar uzunluktaki damar nasıl oluyor da vücudumuza sığıyor ?" 2 - 2.5 santimlik çapa sahip damardan tutun,  mikron düzeyde yani mikroskobik boyuttaki damarlara kadar. 160 bin kilometre damar var ve damarların tamamını tek bir organ gibi de düşünebiliriz. Dolayısıyla biz damar hastalıkları dediğimizde aklımıza kalp ve damar rahatsızlıkları geliyor fakat değil. Eğer vücudumuzdaki damarlar herhangi bir rahatsızlığa sahip ise vücudumuzun her bölgesinde hastalık oluşumuna temel teşkil edebilir.

Kalp ve damar hastalıkları dediğimizde hemen kalp hastalıkları ön plana çıkıyor. Neden ?

UZM. DR. MUSA DEMİR : "Çünkü kalp vücudun en yoğun kan kullanan bölgesidir. Damarlar etkilendiğinde vücuttaki organlardan en fazla etkilenen kalp oluyor.

Kalp ve damar sağlığı bozulduğunda vücutta hangi sistemlerimiz rahatsızlanıyor ?

UZM. DR. MUSA DEMİR : "Kalp, karaciğer, beyin, böbrekler, kaslar ve sonra bütün organlarımız sağlığını kaybeder. Öncelikle kalpten başlayalım. Koroner kalp damarları dediğimiz damarlarda, sertlik ve tıkanmalar oluştuğunda ki damar sağlığının bozulduğunu ifade eden iki kelimedir bu. Ateroskleroz yani damar sertliği ve damar içi plaklar. Kalp devamlı çalışan bir kas kütlesidir. Kalbe yeteri kadar enerji taşıyamazsanız yani damarlar yeteri kadar kan taşıyamazsa ne olur ?
Mesela şunun gibi düşünün, genellikle el ya da ayak gibi vücut bölgelerimizde çeşitli kramplar oluşur fakat vücut bunu telafi eder. Ki ayak damarlarındaki tıkanıklıkların da ekstra problemleri vardır. O da uzun vadede ayakta kangrene sebep olur. Ama kalpte damarlar yeteri kadar kan taşıyamazsa kalp kramp yani kriz geçirir. Kalp kriz geçirdiği zaman da hayatınızı kaybedersiniz.Vücut damar sağlığını kaybettikçe kaslar sağlığını kaybeder, böbrek sağlığını kaybeder ve süzme, vücudu temizleme işini yerine gereğince getiremez. Böbrek yetmezliğine doğru gidersiniz. Beyin sağlığını kaybeder, erken bunama başlar ki o da günümüzde çağın vebası olarak tanımlanabilmektedir. Bakıyorsunuz ki çok erken yaşta Parkinson, Alzheimer denen hastalıklar insanların yakasına yapışmış vaziyette. Yani şu cümleyi söylemek çok doğru bir ifade olur ; " Sağlam kafa sağlam vücutta olur. Sağlam vücut da sağlam damarda bulunur.
Damar sağlığı, insan sağlığının olmazsa olmazıdır. İnsan ölümlerinin %50'si direkt olarak damar hastalıklarına bağlıdır. Dedim ya geri kalan %50'si de dolaylı olarak buna bağlıdır.

İnsan yapısının 130 ile 150 yıl yaşayacak kadar kapasitesi varken neden insan ömrü 60 - 70 senede bitiyor ?


UZM. DR MUSA DEMİR: İnsan genetik yapısı 130 ile 150 seneyi rahat rahat ayakta yaşayabilecek şekilde programlanmıştır. Yani siz 150 sene yaşama kapasitesine sahipsiniz.


Ama ne oluyor da 60 - 70 senede biz bu ömrü bitiriyoruz.  Yaşam kalitesi düşüyor. Bakın hem yaşam kalitesini muhafaza ederek hem de sağlığımızı koruyarak 130 ve 150 yaşlarına kadar yaşamamız işten bile değildir. Ama biz ne yapıyoruz vücudu erken yıpratıyoruz. Vücudu erken yıpratmak demek, damarları erken yıpratmak demektir. Damarlar sağlıklı olursa, vücut da sağlıklı olur. Mesela şöyle diyebiliriz; çiçeğinizi suluyorsanız çiçeğiniz'den sağlık fışkırır, sadece gübresini verip suyunu vermezseniz o çiçekten verim elde  edemezsiniz.





Damarlar vücutta hangi fonksiyonlara sahiptir ?

UZM. DR. MUSA DEMİR: “Damarın vücutta iki fonksiyonu vardır. Birincisi vücudu sular. Yani oksijeni taşır,şekeri taşır,hücrelerin ihtiyacı olan bütün mineralleri , enerjiyi taşır.Damarın ikinci bir görevi daha vardır: Temizlik. Yani damarların 2. Görevi vücudu temizlemektir. Vücut hem beslenmek hem temizlenmek için damar sisteminin sağlıklı olmasına muhtaçtır.”

Damar sağlığını kaybetmemize sebep olan  risk faktörleri nelerdir ?

UZM. DR. MUSA DEMİR:  “Birincisi değiştirilebilir risk faktörleri,  yani  onu yok edebilirsiniz. Sık geçirilen enfeksiyonlar, sigara , obezite, şeker hastalığı, tansiyon hastalığı, organ yetmezlikleri. İkincisi değiştirilemez risk faktörleridir.

Değiştirilebilir risk faktörleri nelerdir ?

UZM. DR. MUSA DEMİR:  “ 

OBEZİTE: Yani, obez insanlarda damar sağlığı, obez olmayan insanlara göre daha hızlı yıpranır. 

ŞEKER HASTALIĞI:  Şekerde önlenebilir bir risk faktörüdür. Şeker hastalığı beş kat arttırır damar hastalığını.

TANSİYON HASTALIĞI:Tansiyon hastalığı, damar sağlığını bozan önemli risk faktörlerindendir.Tansiyon yükseldikçe  tansiyon hastaları kısır döngüye girer. Bir ilaç veririsiniz, ertesi sene ikiye çıkar. Daha ertesi sene dozu artırırsınız. Beş senelik on senelik tansiyon hastası artık arta arta 3-4 tane tansiyon ilacı kullanmaya başlar.Hatta tansiyon ilaçlarının sayısı artınca bileşik tansiyon ilaçları yapılmaya başlandı. Yani iki etken maddeli ilaç bir arada, hatta üç etken maddeli ilacın bir arada olduğu tansiyon ilaçları  bile var. Vatandaş bir ilaç içtiğini sanıyor ama aslında ona üç ilaç veriliyor . Yani böyle bir kısır döngüdür bu. Kalp damar sağlığı bozuldukça, tansiyon bozuluyor, tansiyon bozuldukça kalp damar sağlığı bozuluyor.

KOLESTEROL:  Kolesterol düşman değildir,vücudun temel yapı taşlarındandır. Ama kolesterolde denge problemi önemlidir. Kalp damar sağlığını koruyan kolesterolde var, kalp damar sağlığını tehdit eden kolesterolde .Kolesterol dengesi, kalp sağlığını bozma lehine değiştiği zaman kalp damar sağlığı hızla yıpranır.

ORGAN YETMEZLİKLERİ :  Karaciğer ve böbreklerde problemler varsa  buda damarların yıpranmasını arttırıyor. Yine aynı kısır döngü burada söz konusu. Böbrek ve karaciğer sağlığı bozuldukça  vücut yine kısır döngüye giriyor.


Değiştirilemez risk faktörleri nelerdir ?

UZM. DR. MUSA DEMİR:  “Kalıtsal yani ailesel yatkınlık önemli risk faktörüdür. Babanızda, amcanızda, kardeşinizde erken yaşlarda kalp damar  problemleri oluştuysa, bu risk sizde de yüksektir. Peki bu insanlar ne yapacak? Aldıkları çeşitli tedbirlerle daha dikkatli davranacak. Ama ailesel yatkınlık gibi bir risk faktörünü taşıyanlar daha da dikkatli olmak zorundadırlar. Kalp ve damar sağlığınızı korumak istiyorsanız öncelikle bunu nasıl kaybettiğinizi bilmek zorundasınız. Nasıl kaybettiğimizi yani risk faktörlerini anlattım. Diyette çok önemli bir risk faktörüdür. Yanlış beslenme yöntemleri çok önemli risk faktörleridir. Artı yanlış beslenme yöntemleri diğer riskleri de tetikliyor. Şekerin ortaya çıkması, tansiyonun ortaya çıkması, kolesterol dengesizliğinin ortaya çıkması yanlış beslenmeye bağlıdır. Doğru beslenmeyi bilmek zorundayız. Herkes kendi sağlığının doktoru , kendi sağlığının bilinçli bir şekilde koruyucusu olmak zorundadır.

Damar sağlığını muhafaza etmek için neler yapabiliriz ?

UZM. DR. MUSA DEMİR:  “Sigaradan uzak duracaksınız öncelikle. İçiyorsanız da  az içeceksiniz, mümkün mertebe azaltacaksınız.Kalp damar sağlığını bozan faktörlerin temellerini sıraladığımızda, hepsinin temeline beslenmeyi koyduk. Ancak doğru beslenme de bazı tüyolar mümkündür. Asırlardan beri insanoğlunun bildiği şifalı bitkiler diye bir kavram var.

Kalp – damar sağlığına iyi gelen bitkisel ürünlerden bahseder misiniz ? Ve bu ürünlerin başka ne faydaları vardır ?

UZM. DR. MUSA DEMİR:  “Kalp,damar hastalıklarına bu bitkiler iyi gelmektedir. Artı bu ürünlerin başka faydaları da bulunmaktadır.Nelerdir bu bitkiler: yaban mersini, sarımsak, alıç,çoban çökerten,   yulaf ekstraktı,reishi mantarı, zeytin-zeytin yaprağı-zeytin çekirdeği, panax ginseng.

 YABAN MERSİNİ :”Taze olgun veya kurutulmuş meyve ekstreleri veya yaprak ekstreleri kullanılır.Faydaları:Kan şekerini düzenler;Tip2 diyabet, insulin direnci veya metabolik sendromda düzensiz kan şekeri salgılanır. Yaban mersini şeker metabolizmasını düzenlemede etkili bulunmuştur.Görme kaybına faydalıdır ;kılcal damarları,göz sinirlerini,retinanın kollajen yapısını güçlendirir.Bu yönüyle özellikle de diyabetik retinopatide iyileşmeyi, gece körlüğünün önlenmesini sağlayabilmekte,makula dejenerasyonu, katarak, miyop, göz kuruluğu hatta enfeksiyonlara karşı gözü koruyabilmektedir.Göz yorulmasını azalttığı ve odaklanmayı arttırdığı da kanıtlanmıştır.Beyin sağlığını korur;A,B,C vitaminleri, antosiyaninler, selenyum, magnezyum, fosfor, bakır, çinko gibi önemli besin öğelerinden zengin olan yaban mersini beyin hücrelerini ve sinirlerini koruyucu özelliğe sahiptir ayrıca hafızayı güçlendir.Kalp hastalıklarından korur; LDL kolesterol seviyesini düşürücü özelliğe sahiptir.Antienflamatuar,damar koruyucu, antioksidan, antiagregan ve dolaşım düzenleyici özellikleri vardır.Ateroskleroz-damar sertliği ve  kalp hastalıklarından koruyucu özelliğe sahiptir.Sindirim sistemini düzenler. Ayrıca içeriğindeki bakır ve fruktoz nedeniyle sindirimi hızlandırır.Kanserden korur. Hemoroidler başta olmak üzere, Kabızlık, bulantı, mide krampları,ülser gibi  rahatsızlıklarda faydalıdır.

 SARIMSAK : Faydaları:-Kolesterol düşürücüdür,kan yağlarını,fibrinolitik aktiviteyi,LDL oksidasyonunu olumlu yönde etkiler. Kan basıncını olumlu yönde etkilemek ve kardiyovasküler hastalıkları, damar sertliği ve tıkanıklıklarını önlemek ve tedavi etmek amacıyla kullanılabilir.Kan şekerini düşürücü etkisi vardır, Antiseptik,idrar söktürücü,öksürük kesici ve kurt düşürücü etkileri nedeniyle kullanımı yaygındır.Haricen yara iyileştirici ve antiseptik olarak da kullanımı vardır.Afrodizyak özelliği bilinir ve cinsel sağlık ve doğurganlık üzerine heriki cinse yönelik olumlu etkileri vardır.Bakterilere karşı (antibiyotik),virüslere karşı ve mantarlara karşı etkileri vardır.Bağışıklık sistemini güçlendirir:Özellikle mide,prostat,meme ve kalın barsak kanserlerine karşı koruyucu ve tedavi edici etki gösterdiği,başka organlara sıçramaları azalttığı gösterilmiştir.

TRİBULLUS TERRESTİS (Çoban Çökerten) : “Demir dikeni,çakır dikeni.deve çökerten de denir.İsminin pek duyulmayışının aksine marifeti ve faydalarıyla ünü gizliden gizliye artan şifalı bitkilerden birisidir.Faydaları::Kas gücünü, vücut dayanıklılığını ve fiziksel performansı arttır.Erkeklerde testosteronu arttırıcı ve dengeleyicidir,Libido kaybını engeller. Ereksiyon problemlerini ortadan kaldırır.Fiziksel, zihinsel, duygusal dinçlik ve kuvvet verir.Damarlardaki kireçlenmeyi azaltır ve damar sertliğine karşı etkilidir.Böbrekleri çalıştırır , taş düşürücü ve idrar söktürücü özelliği vardır.Damar içi plakların ortadan kalkmasında ve hipertansiyonda,şeker ve  kolesterol yüksekliğinde, kan yağları yüksekliğinde düşürücü etkisi vardır.Tansiyonu dengelemede yardımcıdır.Kadınlarda yumurtlama problemlerine karşı kullanılabilir.

ZEYTİN-ZEYTİN YAPRAĞI-ZEYTİN ÇEKİRDEĞİ
Zeytin ağacının tamamında bulunan ve acı-buruk bir tadı olan oleuropein, zeytin ağacının hastalık ve zararlılara karşı direncini sağlayan en önemli savaşçısıdır. Zeytinin yağı da mucize kaynağı olarak görülür. Vücudun ihtiyaç duyduğu omega 6 yağ asidine sahiptir. Hücre yenileyici özelliği ile cildi besleyip, güçlendirir... Zeytin ve zeytinyağı asla mutfaktan eksik edilmemeli, bolca tüketilmeli.Son yıllarda yapılan pek çok çalışmada ise oleuropin daha bir ön plana çıkmıştır. FAYDALARI: tıbbi etkileri oleuropein ve diğer fenolik bileşiklerin sinerjistik etkileri sonucu oluşmaktadır. Güçlü Antioksidan etkiye sahiptir. Yapılan çalışmalar özellikle kalp-damar rahatsızlıklarına faydalı olduğunu göstermektedir. Tansiyon ve Kolesterol düşürücü, ayrıca Kan Sulandırıcı etkinliği bilimsel olarak gösterilmiştir.Bağışıklık sistemini güçlendirme ve virüs, bakteri ve mantarları öldürme özelliğine sahiptir. Yapılan çalışmalarda Oleuropinin tümör hücrelerini kuşatıp onların hareketini,çoğalmasını,göç etmesini bloke ettiği görülmüştür ve bu etki geri dönüşsüzdür.Vücudun normal hücrelerine yönelik böyle bir etkisi yoktur.Bu yönüyle oleuropin kanser hastaları için büyük bir umut olarak öne çıkmaktadır.
 
ALIÇ :Alıç yaprak çiçek ve meyveleri kullanılır.Yüzyıllardan beri gıda ve ilaç olarak kullanıla gelmiştir.FAYDALARI:Kalp damarları üzerine vazodilatör-genişletici- etkilidir.Kalpteki dolaşımı arttırarak kalp kasının daha iyi oksijenlenmesini sağlar.Ateroskleroz üzerine koruyucu etkisi olduğu ayrıca kalbin çalışma toleransını düzelttiği ve kalbin elektriksel düzensizliği üzerine de etkisi olduğu kanıtlanmıştır.Kalp kasının kasılma gücünü arttırıcı kalp kasının frekansını arttırıcı etki ,koroner ve myokard dolaşımı arttırıcı,periferik damar direncini ise düşürücü etkileri vardır.Kolesterol seviyesini düşürür,kapiller çeperleri güçlendirir,idrar söktürücü ve pıhtılaşmayı da azaltıcıdır. Laboratuar çalışmalarında,lösemi ve daha pek çok kanser çeşidinde kanser hücrelerini öldürdüğü gösterilmiştir.

PANAX GİNSENG:Bitkiye verilen PANAX ismi ''her şeyi iyileştiren''--'tam iyileşme'' anlamına gelmektedir.Yapılan çalışmalarda iltihap giderici etki gösterdiği, antioksidan olduğu, sinir iletimini ve sinir hücrelerini iyileştirdiği,bağışıklık sistemini güçlendirdiği,şeker ve kolesterol metabolizmasında çok olumlu etkileri olduğu,damar tıkanıklığı ve damar sertleşmesini giderici fonksiyonu olduğu,kanser hücrelerini öldürdüğü gösterilmiştir.Faydalarını başlıklar halinde özetlersek: Kalp damar sistemi üzerinde çok olumlu etkileri vardır.Bağışıklık sistemini güçlendirir.Karaciğer sağlığını, toksik maddeleri dışarı atarak korur, hücrelerin yenilenmesini kolaylaştırır.Kandaki şeker, lipit ve Kolesterol seviyesini düşürür. Mide,kalın barsak,karaciğer,prostat,malin melanom,lösemi, baş-boyun ,pankreas, meme kemik ve jinekolojik organların kanserlerinde etkili olduğunu gösteren laboratuar çalışmaları yapılmıştır.Tümör hücrelerinin bağışıklık sistemi tarafından tanınabilmesini arttırmakta hatta Kemoterapi uygulanan hastalarda olası ilaç dirençlerini ortadan kaldırabilmektedir


"
İNSAN DAMARLARININ YAŞINDADIR
  • Blogger Comments
  • Facebook Comments

0 yorum:

Yorum Gönder

Top